Picasso’nun İstanbul’dan gitmesine bir hafta var. Cebimizde de niyetlenip de gelmeyi başaramadığımız müze programı ve kaçırdığımız “linol baskım” etkinliği. Pera Müzesi’ndeki Picasso: Doğduğu Evden Gravürler ve Seramikler sergisi 20 Nisan’da sona erecek. Kaçırdığımız etkinlik bir daha geri gelmez ama Pera Müzesi “Uzun Cuma” fırsatını yakalayalım bari. Müze cumaları 18:00-22:00 arası açık ve ücretsiz. Güzel Pera binaları arasından geçerek ilerliyoruz. Oradayız.
Pablo Ruiz Picasso Endülüslü soylu bir ailenin bir üyesi olarak Malaga, İspanya’da 1881’de doğmuş, kadınlarla dolu bir ailede büyümüş. Geçmiş yüzyıldan itibaren tüm zamanların en etkileyici ve en çok eser üreten sanatçılarından biri olmuş Picasso. Pera Müzesindeki seçkide onun 1923-1969 arası yapmış olduğu gravür ve seramiklerden örnekler yer alıyor.
Picasso pek çok sanatçı gibi değişik akımlardan etkilenmiş ve onlara uygun eserler vermiş. Seçilmiş eserlerde de onun sanatında klasizm, kübizm ve gerçeküstücülüğü nasıl birleştirdiğini ve dönüştürdüğünü takip edebiliyorsunuz. Seçtiği gravür tekniği sayesinde de bazı eserlerinden pek çok sayıda orjinal eser üretmek mümkün olmuş.
Sergide yer alan eserlerde aynı resmin önce klasik, sonra formların bozulmaya başladığı diğer versiyonları da yer alıyor. Klasik resimlerde resmi açıklayan mantıklı açıklamalar yapabiliyorsun, zira gördüğün neyse onu anlatıyor eser. Kübizm ise var olan görüntünün sanatçı gözünden bir tasarımı, bir yorumu…
Küçük kızım resimlerin klasik versiyonlarını beğendi. Mesela, serilerin birinde, birinci resimde bir kadının profilden bakan resmi onun için tamamdı, ikincisinde kadının arkadaki gözünün resmedilmesini de kabullendi, ama bir sonraki resimde bir gözün büyük diğerinin küçük geometrik şekillerden oluştuğunu görünce bu çok hoşuna gitmedi. Onun ideal olarak çizmeye çalıştığı resimlerden çok uzaktı çünkü!
Üzerinde bir insan yüzü olan ve bir gözü ile aşağı diğeri yukarıya bakan seramik bir tabağa baktık biraz. Picasso ne düşünerek yaptı bilmiyorum ama bizim geldiğimiz nokta, öyle bakmanın eğlenceli olacağıydı: “Ben de böyle bakmak isterdim. Bir gözümle de tavanı görürdüm, orada yürümek çok zevkli olurdu. Sen de gelir misin, birlikte dans ederdik?” 🙂
Sonra resimlerde bu kadar çok kadın olmasına şaşırdı, Picasso’nun hayatının kadınlarla dolu olduğunu, annesi, ablaları, teyzeleri, karısı ve kızının olduğunu söyledim -diğer karıları ve sevgilileri detayına girmeden-…
Çıkışta “Picasso’nun resimlerini nasıl buldun?” dedim, o da “İlginç… Yok yok, komik, çok komik” dedi.
Eve gelince daha önce okumuş olduğu Picasso ve Atkuyruğu Saçlı Kız kitabına baktık biraz. Pearson yayınlarından, çok hoş bir hikaye kitabı. Picasso’nun kişiliği ve sanatından bahseden, eserlerinden birini tatlı bir hikayeyle anlatan tatlı bir kitap. Picasso biraz daha somutlaşmış olabilir kafasında.
Artık kendi resimlerini daha çok beğenir mi acaba?
Öneri: Gitmediyseniz Picasso sergisini son haftasında yakalayın, üzerine bir de Picasso kitabı edinin derim.
Elinize sağlık. Ne güzel yazmışsınız. Sergiye yetişebilirm miyiz bilemiyorum ama kitaptan edineceğimiz kesin…
BeğenBeğen
Sergi güzeldi, ama Pera Müzesi hemen her zaman çocukların da ilgisini çekebilecek sergiler sunuyorlar. Kitap da çok hoş bir kitap, tavsiye ederim.
BeğenBeğen
Yuksek tempolu istanbul da cocuklari AVM lerden uzak tutabilmek icin gösterdiğiniz çabayı çok takdir ve tebrik ediyorum
BeğenBeğen
Teşekkür ederim. Çok kolay olmasa da bu güzel etkinlikleri çocuklarla paylaşmak fikri çok hoşuma gidiyor. Bu yönde de çaba gösteriyorum.
BeğenBeğen
Geri bildirim: Sanatın içine doğmak | Anne Dışarı Çıkalım
Geri bildirim: Miro’nun imzası neydi? | Anne Dışarı Çıkalım