Erguvanlar, mor salkımlar ve laleler…
Açan güneş, hava soğuk olsa da bahar gelince dallarında yürüyen su ile bu kuru dalları, yumruları uyandırıyor.
Erguvan, en çok Boğaz’a yakışıyor. Diğer ağaçların baharda önce yeşil yaprak sürgünlerine inat, o önce pembemsi mor -yani erguvan rengi- çiçekler açıyor… Ve tüm dallarını pembe bulutlar kaplıyor. Pembe bir bulut yağıyor rüzgar esince.
Nisan başında, yağmur altında ya da soğukta ilerlerken etrafımıza baktıysanız erguvanların çoktan çiçeklendiğini görmüşsünüzdür. Eğer dikkat etmediyseniz artık acele edin, çiçeklerini döküp yapraklara geçmeden yakalarsınız… Erguvana İstanbul’un ağacı ya da Bizans ağacı dense de Anadolu’da da görülüyor, sadece İstanbul Boğazı’nda değil ara sokaklarda ve parklarda, pek çok yerde görülüyor.
Mor salkımlar, salkım salkım güzellik, kış boyu kuru yılanlar gibi sarılıp uyudukları duvarlarda uyanmışlar, bulundukları yerlerden dünyaya cömert, mis gibi güzel kokulu salkımlar sunuyor. Daha sonra gölgeleriyle mutlu edecekler bizleri.
Laleler ise bugün bu ekibin en prestijli grubu, zira 1-30 Nisan arası İstanbul’da adına bir festival bile düzenlenmiş durumda. Oldukça heyecanlı bir yol hikayesi var lalelerin: Bildiğimiz gibi, laleler Osmanlı’da bahçeleri ve eğlenceleri ile bir döneme isim vermiş. Daha sonra çıkan isyanlarla bu bahçeler talan, laleler de yok edilmiş. Ancak, zavallılar isyan ve isyancıların talan ettiği bahçelerden ancak kaçırılarak ya da daha önce Hollanda’ya hediye edilmiş olmaları sayesinde kurtulmuşlar.
“İstanbul Lalesi” denen, nadir görülen, ucu sivri, çok renkli laleler ise bu şenlikte fazla boy göstermiyor. Onlar da o günkü talandan ancak isyancıların göremeyeceği yerlere ekilmeleri ya da şehir dışına gönderilmeleri sayesinde kurtulmuşlar.
Emirgan Korusu şüphesiz en büyük şov nerkezlerinden biri. Ama Yıldız Parkı, Kadıköy Meydanı, Göztepe Parkı da erişimin kolay olduğu, çocukların da zaman geçirebileceği ve ilgi çekecek yerler.
Bu ara İstanbul’da semt parklarında, bahçelerde, hatta ana arter kenarlarında bile laleleri görmek mümkün. Sonra onları söküp yeni çiçekler dikecekler!… Evet, laleler çok güzeller ama biz şehirde daha çok ağaç, daha çok ağaçlı park istiyoruz, sadece ithal çiçek ve lale değil! Zira “yeşil şehir” otoyol yanlarını yeşillendirmek değil! Ayrıca sürekli çiçek dikip sökmek de bizim gibi az gelirli bir ülke için fazla lüks değil mi acaba?
Öneri: Küçük yavrularla nisan bitmeden biraz şehir gezisi yapıp yukarıdaki parklardan birine ya da civardaki bir parka gittiğimizde etrafa biraz dikkatli bakın. Onlar hoplar, zıplar, oyun parkında oynar, siz de bu güzellikleri seyredersiniz. Biz de öyle yaptık 🙂
Doğanın bahara uaynışını ne güzel tasvir etmişsiniz, mor salkımların kokusunu burnumda hissettim, haftasonu oglum ile brlikte bize en yakın Göztepe Parkı’nda ağaçları keşfe çıkmanın tam zamanı!
Tülin
BeğenBeğen
Harika olur 🙂
BeğenBeğen
Kollari sivama bahceyi duzenleme zamani, bilmedigim ne kadar cok cicek ismi varmis.
BeğenBeğen
Düzenlenecek bir bahçe olması harika… Biz park, sokak, balkon üçgenindeyiz şimdilik 🙂
BeğenBeğen