Siz hiç denizde “yüzen” çocuk gördünüz mü? Ben, genellikle hayır, görmedim. Çocuklar suda “oyun oynuyorlar”.
İskeleden ya da havuz kıyısından çivileme, bombalama(!), ya da –nadiren- balıklama suya atlıyorlar.
Atlanacak bir yer yoksa bulundukları yerde suyun dibine dalıyorlar…
Dipten yüzüyorlar, “altın kum” çıkartıyorlar.
Takla atıyorlar, bir şeylerin altından geçiyorlar…
Suda yüzmek büyükler için bir eğlence, tek düze bir şekilde bir hedefe doğru kulaç atıyoruz biz. Diğer iskeleye, koyun öbür ucuna, kayalıklara, 15 dakika boyunca, 200 kulaç gibi hedefler koyup yüzüyoruz.
Çocuklar kulacı yarış varsa atıyorlar. Ortada bir yarış yoksa, çocuklar rekabetçi ve yarışmayı sevmiyorsa, niye yüzsünler ki… Onlar da oynuyorlar.
Şnorkel aslında büyükler ve küçükler için ortak bir oyun.
İki sene önce kızımın isteği üzerine babası ona bir şnorkel takımı aldı. Zira kendisi denizde şnorkelle saatlerce dolaşır balıkları seyrederdi. Merak bulaşıcıdır ya, bir kaç yıldır ikisi Ege denizinde kıyılarda deniz diplerinde enteresan şeyler var mı diye bakıyorlar.
Varsa ekibe katılacak başka çocuk, onu da yanlarına alıp kıyılarda deniz diplerini inceliyorlar.
Ne yazık ki fazla zengin bir şovla karşılaşmıyorlar, ama gördükleri her canlı bir heyecan ve hayranlık sebebi. Bu sene Thassos’ta farklı balıklara ve deniz kestanesine ek olarak, deniz hıyarı ve deniz şakayığı görmüşler. En enteresan gösteri ise bir deniz kestanesinin kabuğu kırıldığında yemek için üşüşen balıklar. Akvaryumlarda gördüğümüz –bazı- canlılar artık daha tanıdıklar. Deniz altı ise daha incelemeye değer, heyecan ve merak uyandıran bir evren.
Öneri: Şnorkelle dolaşmak çocuklar -ve büyükler- için harika bir açık hava ve deniz etkinliği. Basit bir şnorkel daha önce hiç alıcı gözle bakmadığınız deniz altı yaşamına karşı sizde ve çocuğunuzda saygı ve merak uyandırabilir.